12 Mart Dünya Glokom Günü nedeniyle açıklama yapan Prof. Dr. Özyol, glokomu; göz içi basıncının artmasından kaynaklı ortaya çıkan ve göz sinirinde beliren yıpranma olarak tanımladı.
Glokomun göz içindeki sıvının yeterince dışarı atılamadığı durumlarda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Özyol, şu bilgileri verdi:
“Göz içi sıvısı gerektiği kadar dışarıya atılamadığında göz içindeki basınç artarak, görmemizi sağlayan sinir hücrelerini tahribata uğratır. Bu durumda göz siniri hücreleri zarara uğrayarak, göz çevresinden merkezine doğru görme kaybı yaşanmaya başlar. 
Basınçta belirgin artış olmadan da yapısal nedenlerle göz içi basıncına hassas olan gözlerde aynı olayın gerçekleşmesi mümkündür. Hücrelerin tümü öldüğü zaman kalıcı total (bütünsel) görme kaybı oluşur.”
Glokomun 40 yaş üzeri gizli ilerleyen bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özyol, “Özellikle genetik yatkınlık nedeniyle ailesinde glokom hastalığı öyküsü olanlar, yüksek dereceli miyop hastalar, diyabeti olan hastalar ve gözüne darbe alan hastalar glokom açısından risk taşır” ifadelerini kullandı.
İlaç, lazer ya da cerrahi olarak hastalığa müdahale edilebileceğini anımsatan Prof. Dr. Özyol, tedavi konusunda şu bilgileri paylaştı: 
“Gizli ve sinsi ilerleyen glokomun erken teşhis ve tedavisi için özellikle 40 yaş üstü kişiler rutin göz muayenesi yaptırmalıdır. 
Glokomun oluşumu gözün yapısı, birtakım göz hastalıkları ya da göze alınan darbelere bağlı olabilir. Erken teşhis konduktan sonra tedaviyle görme kaybını engellemek mümkündür.”
 

Kaynak : PHA