Adıyaman mı? Hala eskisi gibi…
Pekiyi enkazlar… Yıkım devam ediyor ama tıpkı koca çınarların hayran hayran yürüşündeki asaletle…
Şimdi sorsalar Adıyaman medeniyetin beşiği derdik öylemi? Kesinlikle çok sallandık tarihi barındıran ilk iller arasında yerimizi aldık ama hala suyumuz yok.
Büyükler hep küçümseyerek Nemrut’un toprakları derlerdi hatta birisinin suratı asık olduğunda da “Nemrut Suratlı” derlerdi. 
Pekela suç Nemrut’un mu? Yoksa kentine sahip çıkamayan halkın mı? İdareciler mi?
Eleştirmek mi kolay yoksa harekete geçmek mi? Bu sıralar sanki adet olmuş eleştirmek. Peki eleştirinin dozunu aşanlara ne demeli? Sonra bir vali gibi vurun Abalıya meselesine döner.
Evet harcanan bir gençlik gibi memleketim harcandı gitti…
Önce bilinçsiz, plansız ve projesiz yürütülen çalışmalar sonrasında ise ıssız bir mezar gibi yıkıntılar içerisinde çevresine çiçek ekilmek istenen kent: Adıyaman…
6 Şubat 45 saniye sürmüştü ama 6 aydır yıkıma devam… Biter mi yada ne zaman biter? İşte insanın içini acıtan en can alıcı sorulardan birisi ile karşı karşıyayız.. 
Sayın Kılınç, Japonya temaslarında yeni deprem olmuş bir kasabayı ziyaret etmiş… Ve başkana denilen ise “Burası 20 yıldan aşağı düzelmez” peki ya Adıyaman… Düzelir düzelir ama bu yöneticiler ile ne zaman yada kaç ayda düzelir onu hesaplamak için bilim insanı olmak gerekir.
Biz 20 yıla razıyız ama umarım 20 yıl sonra depremden önceki haline gelmesi acı verici bir durum olur…
Hep birlikte bekleyelim görelim memleketin yıkılışını… Sağlıcakla kalın…