İki gün önce haberlerde kan donduran bir haber geçti; Diyarbakır Bismil ilçesinin bir köyünde, iki aile arasındaki arazi anlaşmazlığından çıkan kavgada 9 kişi öldürülmüş. Sebebi ne olursa olsun tek kelime ile vahşet. 

Hayat bu kadar mi basit, ölüm bu kadar mı kolay. Sonu düşünülmez mi bu vahşetlerin. 

Geçen yıllarda Adıyaman Kahta ilçesinde 7 kişi, Şanlıurfada 5 kişi, konyada 7 kişi ve en son Diyarbakır Bismil ilçesine bağlı köyde aileler arasında çıkan kavgada 9 kişi öldürülmüştü. 

Ve trafikte en basit yol verme nedeniyle yaşanan kavgalar, eşi tarafından çocuklarının gözü önünde vahşice katledilen masum kadınlar ve savaşa gider gibi hertürlü silahla sağa sola saldıran gözü dönmüşler...

Bu kaderimiz mi? Hayır. 
Bu bizim bir cana, bir insana verdiğimiz değer aslında.Toplum olarak insani değerlerden, erdemden, merhametten ve empatiden yoksun olduğumuzun bir resmidir bu vahşetler. 

Biz doğu toplumlarınin genel olarak ortak karekteristik özelliği; aklı, mantığı ve feraseti önemsemeyip duygusallığı ön planda tutmamiz, kini, nefreti, kavgayı hayatın her alanında yaşamayı bir alışkanlık haline getirmemizin bir sonucudur.

Haber kanallarında sürekli kavgaları, ölümleri, gücü yetenin zayıfı ezmesini izlemekten yaşama umudumuzu kaybediyoruz artık. 
Heran başımıza gelebilecek bir kavganin tarafı olmak, bir maganda kurşununa kurban gitmek, bir dengesizin trafik teröründe linç edilmek veya bir kadının cadde ortasında bıçaklanırken çaresizce izlemek...  

Bitmeyecek mi bu vahşet 
Önüne geçilemez mi bu katliamların 
Biter elbette, bitmeli ama nasıl?
Acaba kafa yoruyor mu kimse?
Veya dert ediniyor muyuz bunca vahşeti bitirmek için?
Hayır, hayır kimse çaba göstermiyor. 
Sorunlari kendi aralarında çözmelerini bekliyoruz. Artık dur denilmeli, durdurulmali bu gaddarca ölümler. Birşeyler yapılmalı, kafa yormalı, çözüm üretilmeli. Bir futbol maçındaki basit bir faul kadar tartışılmaz mi bu ölümler. Birçok tartışma programlarında saatlerce gereksiz tartışmalar yapılırken kimse bu olayı neden konuşmaz, tartışmaz anlamış değilim. 

Anlaşmazlıklar yıllarca sürüyor, bazen mahkemelere düşüyor, yıllarca süren mahkemeler ve tarafları tatmin etmeyen sonuçlar veya istediği olmayınca uzlaşmayan tarafın zalimliği... 
Ve güclünün haklı olduğu, zayıfın haklı olduğu halde suçlu olduğunu sadece filimlerde görmedik maalesef. 
İnsan hayatı kutsaldır bu kadar değersiz olmamalı, birşeyler yapilmali