DİNDARLIK VE DİNCİLİK
Dincilik ve dindarlık kelimelerinin ne anlama geldiği mana ve derinliğinin ne olduğunu anlamak için Kur'an-ı Kerim'e müracaat etmek gerekir. Bu müracaat sonrasında Kur'an'ın bu konuyu tefsilatıyla ortaya koyduğu anlaşılacaktır.
Bu iki kavramı birbirinden ayırabilmek için Kur'an "Sırat-ı müstakim" (her türlü aşırılıktan uzak, dengeli, apaçık, dosdoğru ve hak yol) denen bir tabirden bahseder.
Bu tabiri, Kur'an ışığında psikolojik, sosyolojik ve felsefik boyutları ile incelediğinizde muazzam bir insani değerler tablosu çıkar karşımıza.
Kur'an'ın çizmiş olduğu sırat-ı müstakim sınırları, İslami terminoloji de "dindarlık" kelimesi ile tanımlanır. Dindarlığın altını nasıl dolduracağımızın en iyi izahını da yine Kur'an kendisi bize yapar.
Böylelikle "Dindarlığı" sırat-ı müstakim çizgisinde doğru tanımladığımız için
"dincilik" terimi ile aralarında ne tür farkların olduğunu anlamakta son derece kolaylaşmış olur.
Günlük konuşmalarımızdan siyasal söylemlere, dinsel tahlillerimizden sosyolojik tespitlerimize kadar hemem hemen her alanda kullandığımız bu iki terimin doğru anlaşılması son derece önemlidir. Dindarlığı ve dinciliği kişilik analizleri ile somutlaştırdığımızda bu iki kelimenin toplumda ne tür insan tiplemelerine uyarlanabileceğini daha net olarak ortaya koymuş oluruz.
Öyleyse dindar kimdir? Dinci kime denir?
Dindar: Dinin, yani tanrısal iradenin kendisini kullanmasına izin veren, bunun için de dinin sahibi olan Allah'a teslim olan kimsedir. Dinci ise dinin kendisini kullanmasına asla izin vermeyen, dini kendi hesapları için kullanmaktan asla çekinmeyen kimsedir.
Dindar, seçkin ve üstün niteliklere sahiptir, kendi adını kullanarak Allah için iş yapar, dinci ise Allah adını kullanarak kendisi için iş yapar, dini insanları sömürü unsuru olarak kullanır.
Dindar, Allah’ın dinine samimi olarak inanır. İnandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi de inanır. Din üzerinden maddi çıkar beklemez. Dini sömürü aracı yapmaz. Dindar, özüyle sözüyle namuslu ve haysiyetli, onurlu insandır. Dinci böyle değildir. Menfaati neyi gerektiriyorsa, dini o yönde kullanır.
Dinci de samimiyet olmaz. Dinsiz bir kimse inanmadığını açıkça belirttiği halde, dinci inanmış gibi yapar.
Dindar canı pahasına da olsa, sadakatten, dürüstlükten vazgeçmez. Dinci ise, kendi yaşantısını din diye topluma kabul ettirme çabasındadır.
Dindar, toplumsal değerleri kucaklayarak; bireyselliği geri plana iter.
Dinci ise, edebiyat eşliğinde riya pazarlamacılığını sanat edinmiştir.
Dindar, şekillerden uzak kalarak, İslam'ın öz mesajını ruhunda eritir. Dinci “özü” reddederek şekillere tapınma şizofrenisini üretir ve dayatır.
Dindar, dini ve evrensel dialektiği kavramıştır. O, güzelliklerden huşu duymasını bilendir. Önceliklerini insanlığın selameti üzerine kurgular.
Dinci ise, şekillere bağımlıdır, mal biriktirir, servet yığar, talan eder. Bunları meşru kılmak için “Peygambere yalan söyletir, uydurma hadis ithal eder”.
Dincinin dini, imanı, tanrısı, ibadeti hep çıkarı ve hesabıdır. Dincilik, tarihin en kârlı ama en zalim iş kollarından biridir.
Dindarların en zararlı düşmanı dincilerdir. Çünkü dinci, dindarın en yüce, en kıymetli sermayesini, kirletir ve istismar eder.
Dincilik şirktir. Allahu Tealanın yerine yeni metalar koymak demektir.
Dolayısıyla dincilik Allah korkusunu içermez. Dünya için sosyal, siyasal ve ekonomik beka içerir.
Dinci'nin ahlakı, adaleti insanlığı olmaz.
Dindar'da ise ahlak, adalet insanlık bir kişilik ve karakter yapısına dönüşmüştür.
Dindar: inancını, kişiliğini ve karakterini yansıtmış insandır. Dilinde din olmaz eylemlerinde din bulunur. Samimidir, içtendir.
Dincinin kişiliğinde karakterinde din yoktur. Fakat dilinden dini düşmez. İçten pazarlıklı, iki yüzlü ve hilebazdır.
....
Dincilik ve dindarlık ile ilgili bu örneklerde olduğu gibi sayısız karakter analizi yapılabilir. Allahü Teala müslümanı feraset duygularından Irak eylemesin de kimin dindar kimin dinci olduğunu anlayabilsin diyerek konuyu noktalıyorum.
Bugün Filistin'de bir insanlık dramının yaşandığı hepimizin malumudur. Yaşanan katliamları sert bir şekilde kınayan, sloganlar eşliğinde edebiyat parçalayıp hiçbir somut eylemde bulunmayan siyasilerimizin dinci mi? dindar mı? olduklarını takdirlerinize bırakıyorum.
Vesselam.